Baş ağrısı en sık görülen sağlık problemlerinde ilk sıralarda yer alıyor. Yaşam kalitesini oldukça düşürebilen baş ağrısı sadece yetişkinler...
Baş ağrısı en sık görülen sağlık problemlerinde ilk sıralarda yer alıyor. Yaşam kalitesini oldukça düşürebilen baş ağrısı sadece yetişkinlerin değil, çocukların da yakındıkları bir sorun.
Üstelik cep telefonu ve bilgisayar gibi teknolojik cihazların kullanım sürelerinin uzaması baş ağrısının görülme sıklığını artırıyor. Çocuklarda baş ağrısı özellikle yeni başlamışsa ve şiddetli bir ağrı ise ebeveynlerde büyük bir kaygıya neden olabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin, toplumdaki yaygın inanışın aksine her baş ağrısının tümörün habercisi olmadığını belirterek, “Baş ağrısının çok sayıda nedeni oluyor ve ayrıntılı öykü ile nörolojik muayeneyle tanı rahatlıkla konulabiliyor. Ancak çocuk sık sık baş ağrısından yakınıyor, günlük aktivitelerini yapmakta güçlük çekiyor, okula gitmek istemiyor ve ödevlerini yapamıyorsa mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. Ailelerin dikkat etmeleri gereken önemli bir nokta da başı ağrıyan çocuğa sürekli ağrı kesici ilaçlar vermemek olmalı. Zira sık ağrı kesiciler çocukta baş ağrılarının daha uzun, daha şiddetli olmasına yol açabiliyor ve tedaviyi güçleştiriyor.” diyor.
Migren çocuklarda da görülüyor!
Hemen her yaşı etkileyebilen migren çocuklarda da gelişirken, özellikle ergenlik döneminde görülme sıklığı artıyor. Migren gibi ataklar halinde olan ve tekrarlayıcı baş ağrıları çocukların yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkilere neden olabiliyor. Çocuklarda migren belirtileri yetişkinlerden biraz farklı seyredebiliyor. Örneğin ataklar bir saatten kısa sürede hafifleyebiliyor. Genellikle yetişkinlerin tersine ağrı başın iki bölgesini de etkileyebiliyor. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da baş dönmesi, ışık ve kokuya hassasiyet, görme bozukluğu ile halsizlik gibi sorunlar yaşanabiliyor. Detaylı öykünün yanı sıra nörolojik muayene, çocuklarda migren tanısı için yeterli geliyor. Migren tedavisi, baş ağrısını tetikleyen nedenlerin belirlenmesi ve bunlardan kaçınmak, akut baş ağrısı ataklarının tedavisi ve koruyucu tedavi olmak üzere 3 bölüme ayrılıyor. Çocuğun atak sıklığına ve şiddetine göre planlama yapılabiliyor.
Enfeksiyonlardan diş çürüklerine…
Baş ağrısı kafatasının içinde ve dışında bulunan ağrıya duyarlı yapıların çeşitli nedenlerle etkilenmesi sonucu oluşan bir belirti. Çocukluk çağı baş ağrıları ‘pirmer’ ve ‘sekonder’ baş ağrıları olarak iki gruba ayrılıyor.
Primer baş ağrıları: Migren ve gerilim tipi baş ağrısı çocukluk çağında genellikle de ergenlik döneminde sık görülen baş ağrısı nedenini oluşturuyor.
Sekonder baş ağrıları: Virüs ve bakteri kaynaklı enfeksiyonlar, burun tıkanıklığı, diş çürükleri, görme bozuklukları, hipertansiyon, beyin tümörü, hidrosefali, beyin kanaması ve kafa travması gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Baş ağrısında 5 önemli belirtiye dikkat!
Çocuklarda baş ağrıları beyin içinde yer kaplayıcı olaylar, beyin kanaması ve hidrosefali gibi ciddi sorunların habercisi olabiliyor. Bu tür tablolara hızla müdahale edilmesi yaşamsal öneme sahip oluyor. Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin, zaman kaybetmeden hekime başvurulması gereken belirtileri şöyle sıralıyor:
- Özellikle hayatındaki ilk ve en şiddetli baş ağrısı olması ya da zaman zaman gelişen baş ağrısının şiddetinde artış ile özelliklerinde değişim yaşanması
- Baş ağrısına kusmanın eşlik etmesi
- Sabah erken saatlerde gelişmesi veya gece uykudan uyandıracak şiddette olması
- Çift görme/bulanık görme gibi ek yakınmaların gelişmesi
- Kişilik ve davranış değişikliği olması
Tedavi nedene yönelik planlanıyor
Çocuklarda baş ağrısının tedavisi için öncelikle altta yatan nedenin tespit edilmesi gerekiyor. Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin, migren ve gerilim tipi baş ağrılarının tedavisinde öncelikle yaşam kalitesini arttıran tedbirlerin alındığını belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Uzun zamandır ve ataklar halinde olan, ancak çocuğun genel durumunda bozulmaya neden olmayan baş ağrılarında önleyici tedbirler fayda sağlayabiliyor. Migreni tetikleyen besin maddelerini tüketmemek, yemek öğünlerini atlamamak, ekran maruziyetini azaltmak, stres oluşturan faktörlere çözüm sağlamak, uyku saatlerini çocuğun yaşına uygun olarak düzenlemek, yoğun egzersizden kaçınmak, okul ve ödev zamanlarını ayarlamak gibi yaşam alışkanlıklarında düzenlemeler yapılıyor. Buna rağmen ataklar devam ederse ağrı sıklığını ve şiddetini azaltmak için koruyucu ilaç tedavilerine başlanıyor. Sekonder baş ağrılarında ise altta yatan nedene göre tedavi planlanması yapılıyor” diyor.
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz