Günümüzün modern kadınları, iş yaşamındaki kariyerleri nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteleyebiliyor. Geçen zaman ve ilerleyen yaş ile birli...
Günümüzün modern kadınları, iş yaşamındaki kariyerleri nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteleyebiliyor. Geçen zaman ve ilerleyen yaş ile birlikte günümüz kadınlarının yumurta sayısı ve kalitesi azalabiliyor ve hamile kalmakta zorluk çekebiliyorlar. Bunun yanı sıra sağlıklı ve dengeli beslenmeden ödün verilebiliyor ve buna bağlı olarak vitamin ve minerallerin yetersiz alımı söz konusu olabiliyor.
Centrum Clinic Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre G. Pabuçcu, bebek isteyen kadınların hamile kalma sürecinde nelere dikkat etmelerini ve hangi takviyelerin alınması gerektiğini bakın şöyle özetliyor:
"Doğurganlığın azalmasındaki etkenlerden biri de yaşın ilerlemesiyle birlikte yumurta sayısının ve kalitesinin bozulmaya başlamasıdır. Yoğun ve stresli bir yaşam sonucu hormonal dengelerin bozulması, stresli yaşam, egzersiz azlığı ve dengesiz-bilinçsiz beslenme doğurganlık olasılığını azaltan nedenler arasında yer alıyor."
Doç. Dr.Emre G. Pabuçcu, sağlıklı ve dengeli beslenmenin üreme fonksiyonlarının da sağlıklı olması için son derece önemli olduğunun altını çiziyor ve ekliyor;
"Doğumdan itibaren yumurta sayısı kadınlarda sürekli azalan bir süreç. Her ne kadar azalmanın önüne geçmek istesek de bunu henüz başaramadık. Ancak, azalmayı hızlandırmak için bile bile lades de dememek lazım. Örneğin sigara rezervleri belirgin şekilde azaltıyor. Gereksiz ilaç kullanımı da sorun teşkil edebiliyor. Stres ve dengesiz beslenme bu olumsuz sürece katkıda bulunabilen etkenler. Önemli olan, düzeltebileceğimiz olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve çocuk sahibi olmak için doğru zamanı atlamamak, yaşı geçirmemek. Aksi takdirde geç kalmış olunuyor.
Gündelik hayatta bazı besinler, antioksidan kapasiteleri nedeniyle oldukça faydalı. Özellikle omega-3 içeren besinler, yağlı deniz balıkları, ceviz, avokado, yeşil sebzeler ve kivi gibi meyveler oksidatif stresi azalttığı bilenen gıdalardır ve üreme planı yapılan dönemde de sıklıkla tüketilmelidir. Bunları yanında kanda eksikliği ortaya onulmuş vitamin ve mineraller var ise, mutlaka desteklenmelidir.''
Vitamin ve mineral kaynakları
D, A, E vitaminleri, B6-12 vitaminleri, C vitamini, folik asit, demir, selenyum, çinko, omega 3 yağ asitleri ve koenzim q10 gibi antioksidanlardan zengin beslenmenin birtakım faydalarından bahsediliyor. Vücutta zararlı etkili homosistein denilen maddeyi azaltan folik asit, özellikle gebe kalmak isteyen kadınların alması gereken bir takviye. Ancak bununda aşırı dozlarından kaçınmak gerekiyor ki ilave bir eksiklik yok ise günlük 400 mikrogram yeterli bir dozdur. Takviyenin yanında yüksek miktarda folik asit içeren besinler arasında kuşkonmaz, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler, bamya, brüksel lahanası, karnabahar, pancar bulunuyor. Ayrıca somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklarda bulunan omega 3 yağlarının doğurganlık üzerindeki olumlu etkileri de bilinmektedir.
D vitamininin doğurganlığa etkisi
D vitamininin güneşten sentezlenebiliyor olsa da besinlerle de desteklenmesi gerekiyor. Vücudun günlük D vitamini ihtiyacının tamamen besinlerden karşılanamadığını, bu nedenle güneş ışığından yararlanmanın son derece önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emre G. Pabuçcu şu ifadeleri kullandı:
"Hamile kalmakta güçlük çeken kadınlar açısından D vitamini büyük önem taşıyor. Vücutta eksikliği başladığı zaman insanlarda üreme fonksiyonlarını bozabiliyor. D vitamini eksikliği doğurganlığı azaltırken tüp bebek şansını da önemli ölçüde düşürüyor. D vitamini çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde testlerle kontrol edilmeli, eksikliği mevcutsa tedavi edilmelidir. Ayrıca gebelere de belirli bir haftadan sonra mutlaka D vitamini takviyesi yapılması gerekiyor. Sardalya ve orkinos gibi yağlı balıklar, kırmızı et, ciğer ve yumurta önemli D vitamini kaynakları arasında yer alıyor. Deniz ürünü sevmeyen kişiler ise D vitamini ihtiyaçlarını hem besinlerden hem de D vitamini içeren takviyelerden karşılayabilirler."
Centrum Clinic Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre G. Pabuçcu, bebek isteyen kadınların hamile kalma sürecinde nelere dikkat etmelerini ve hangi takviyelerin alınması gerektiğini bakın şöyle özetliyor:
"Doğurganlığın azalmasındaki etkenlerden biri de yaşın ilerlemesiyle birlikte yumurta sayısının ve kalitesinin bozulmaya başlamasıdır. Yoğun ve stresli bir yaşam sonucu hormonal dengelerin bozulması, stresli yaşam, egzersiz azlığı ve dengesiz-bilinçsiz beslenme doğurganlık olasılığını azaltan nedenler arasında yer alıyor."
Doç. Dr.Emre G. Pabuçcu, sağlıklı ve dengeli beslenmenin üreme fonksiyonlarının da sağlıklı olması için son derece önemli olduğunun altını çiziyor ve ekliyor;
"Doğumdan itibaren yumurta sayısı kadınlarda sürekli azalan bir süreç. Her ne kadar azalmanın önüne geçmek istesek de bunu henüz başaramadık. Ancak, azalmayı hızlandırmak için bile bile lades de dememek lazım. Örneğin sigara rezervleri belirgin şekilde azaltıyor. Gereksiz ilaç kullanımı da sorun teşkil edebiliyor. Stres ve dengesiz beslenme bu olumsuz sürece katkıda bulunabilen etkenler. Önemli olan, düzeltebileceğimiz olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve çocuk sahibi olmak için doğru zamanı atlamamak, yaşı geçirmemek. Aksi takdirde geç kalmış olunuyor.
Gündelik hayatta bazı besinler, antioksidan kapasiteleri nedeniyle oldukça faydalı. Özellikle omega-3 içeren besinler, yağlı deniz balıkları, ceviz, avokado, yeşil sebzeler ve kivi gibi meyveler oksidatif stresi azalttığı bilenen gıdalardır ve üreme planı yapılan dönemde de sıklıkla tüketilmelidir. Bunları yanında kanda eksikliği ortaya onulmuş vitamin ve mineraller var ise, mutlaka desteklenmelidir.''
Vitamin ve mineral kaynakları
D, A, E vitaminleri, B6-12 vitaminleri, C vitamini, folik asit, demir, selenyum, çinko, omega 3 yağ asitleri ve koenzim q10 gibi antioksidanlardan zengin beslenmenin birtakım faydalarından bahsediliyor. Vücutta zararlı etkili homosistein denilen maddeyi azaltan folik asit, özellikle gebe kalmak isteyen kadınların alması gereken bir takviye. Ancak bununda aşırı dozlarından kaçınmak gerekiyor ki ilave bir eksiklik yok ise günlük 400 mikrogram yeterli bir dozdur. Takviyenin yanında yüksek miktarda folik asit içeren besinler arasında kuşkonmaz, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler, bamya, brüksel lahanası, karnabahar, pancar bulunuyor. Ayrıca somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklarda bulunan omega 3 yağlarının doğurganlık üzerindeki olumlu etkileri de bilinmektedir.
D vitamininin doğurganlığa etkisi
D vitamininin güneşten sentezlenebiliyor olsa da besinlerle de desteklenmesi gerekiyor. Vücudun günlük D vitamini ihtiyacının tamamen besinlerden karşılanamadığını, bu nedenle güneş ışığından yararlanmanın son derece önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Emre G. Pabuçcu şu ifadeleri kullandı:
"Hamile kalmakta güçlük çeken kadınlar açısından D vitamini büyük önem taşıyor. Vücutta eksikliği başladığı zaman insanlarda üreme fonksiyonlarını bozabiliyor. D vitamini eksikliği doğurganlığı azaltırken tüp bebek şansını da önemli ölçüde düşürüyor. D vitamini çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde testlerle kontrol edilmeli, eksikliği mevcutsa tedavi edilmelidir. Ayrıca gebelere de belirli bir haftadan sonra mutlaka D vitamini takviyesi yapılması gerekiyor. Sardalya ve orkinos gibi yağlı balıklar, kırmızı et, ciğer ve yumurta önemli D vitamini kaynakları arasında yer alıyor. Deniz ürünü sevmeyen kişiler ise D vitamini ihtiyaçlarını hem besinlerden hem de D vitamini içeren takviyelerden karşılayabilirler."
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz