Yaşam süresinin üçte birini oluşturan uykunun yeterli ve düzenli olmaması birçok sağlık sorununa zemin hazırlayabiliyor. Horlama ile başlay...
Yaşam süresinin üçte birini oluşturan uykunun yeterli ve düzenli olmaması birçok sağlık sorununa zemin hazırlayabiliyor.
Horlama ile başlayan ve uykuda solunumun durması olarak ifade edilen uyku apnesi ise obezite, hipertansiyon, diyabet, kalp krizi veya inme gibi çeşitli ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, uyku apnesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Konsantrasyon bozukluğunun nedeni
Horlama ve uykuda solunum kesilmesi ile seyreden uyku apnesinin şiddeti, yaş ve çevresel faktörlerin etkisiyle artmaktadır. Uyku apnesi, geceleri birden fazla boğulma hissi ile uyanmanın ve oksijensiz kalmanın sonucu olarak, dinlendirici olmayan uykuya ve gündüzleri aşırı yorgunluğa neden olmaktadır. Gün içindeki uyku hali ve konsantrasyon bozukluğu diğer insanlar tarafından hissedilir derecededir. İleri hallerde, hastalar trafik ışıklarında beklerken bile uykuya dalabilmektedir. Uyku apnesi nedeniyle trafik kazası ve iş kazası riski 7-8 kat artmaktadır. Uzun dönemde uyku apnesi, kalp krizi ve yüksek tansiyona neden olabilmekte, zamanla beyin damarlarındaki tıkanıklıklar felce zemin hazırlamaktadır. Gece boyunca ortaya çıkan düşük oksijen düzeyi, kalp ve damar sisteminin yapısını bozmakta, hastaların yarısında zaman içinde kalp büyümesi görülmektedir.
Uyku apnesinin belirtilerine dikkat!
- Başkaları tarafından duyulan gürültülü horlama ve aralıklı nefes kesilmeleri
- Bazen boğulur gibi uyanmalar ve uyku bölünmeleri
- Geceleri sık sık tuvalete gitme
- Aşırı terleme ve ağız kuruluğu
- Mide reflüsü
- Gün içinde aşırı yorgunluk ve halsizlik
- Konsantrasyon bozukluğu
- Gündüz uyuklamalar
- Kilo alma
Obezite hem neden hem sonuçtur
Son yıllarda yapılan araştırmalarda obezite ve tıkayıcı uyku apnesi arasında bağlantı olduğu belirlenmiştir. Uykuda solunum bozuklukları nedeniyle doktora başvuran kişilerin 3’te 2’sini obezite hastaları oluşturmaktadır. Obezite, uyku apnesinin hem nedeni hem de sonucu olabilmektedir. Obezitenin derecesi ile uyku apnesinin şiddeti doğru orantılıdır. Aşırı kilolu kişilerin boyun ve hava yolu etrafındaki yağ birikimi sağlıklı nefes alıp vermeyi engellemektedir. Üst hava yolunun kontrolünün bozulmasıyla uyku apnesinin şiddetinde de artış olmaktadır. Uyku apnesinin şiddetinin artması, vücudu ve özellikle beyini gece boyunca oksijensiz bırakmakta ve derin uyku hali oluşamamaktadır. Derin uykunun olmaması ise hastanın hormon salınımı değişmekte, bu da metabolizmanın yavaşlamasına ve vücutta yağ birikmesine yol açmaktadır. Obezite ve uyku apnesi arasında kısır bir döngü oluşmaktadır. Dolayısı ile obezite arttıkça uyku apnesinin şiddeti artmakta, uyku apnesinin şiddeti arttıkça da kilo yükselmektedir.
Kesin teşhis uyku testi ile konuluyor
Vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olanlarda horlama, gündüz aşırı uyku ve yorgunluk hali varsa, uykuda nefes tıkanıklığı görülüyorsa, vakit kaybetmeden uyku hastalıkları konusunda uzman bir doktora başvurmaları gerekmektedir. Uyku apnesini teşhis edebilmek için hastanın şikayetlerinin yanı sıra hastanın fiziki muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca kan tahlilleri, tiroit fonksiyonlarını gösteren testler, tansiyon ölçümü, kalp ve akciğer ile ilgili tetkikler sayesinde hastalığın varlığı konusunda fikir sahibi olunmaktadır. Kesin teşhis ise polisomnografi (PSG) yani uyku testiyle yapılmaktadır. Uyku testi için hasta, uyku merkezinde bir gece yatırılmakta, uyku sırasında beyin aktivitesi, uykunun derinliği, kalp ve solunum işlevi, kanda oksijen seviyeleri, horlama ve istemsiz bacak hareketleri kaydedilmektedir. Uyku testi sonucu uyku apnesinin varlığı belirlenirse, hastalık kişiye uygun yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Hastalık etkili bir şekilde tedavi edildikten sonra kişi kilolarından kalıcı olarak kurtulabilir.
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz