Covid-19 Pandemisinin ekonomik hayata etkilerinin azaltılması amacını taşıyan 7244 sayılı Kanun ile sınırlanan işten çıkarma yasakları bil...
Covid-19 Pandemisinin ekonomik hayata etkilerinin azaltılması amacını taşıyan 7244 sayılı Kanun ile sınırlanan işten çıkarma yasakları bilindiği üzere 30.06.2021 tarihinde son bulmuştur. İşten çıkarma yasağının kalkması ile birlikte işverenler tekil ya da toplu olarak işten çıkarma işlemleri yapmaya başlamışlardır. Bu süreçte çalışanların haklarını koruyabilmeleri için işçi avukatı olarak bilinen avukatlardan hukuki destek ve tavsiye almaları kendileri için oldukça önemli hale gelmiştir.
Öncelikle 30 Haziran itibariyle işverenlerin ücretsiz izin yetkilerinin son bulduğunu ve pandemi öncesindeki dönemdeki gibi işçi açıkça kabul etmediği müddetçe işverenin ücretsiz izne çıkarma hakkının bulunmadığının altını önemle çizmek isteriz. Bu dönemde işverenin işçisinin iradesini fesada uğratarak ( kandırarak v.s.) ücretsiz izin talep kağıdına imza attırmasına sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu nedenlerle vatandaşlarımızın böyle bir kağıda imza atmak zorunda olmadıklarını bilmeleri oldukça önemlidir.
İkinci olarak işçilerinin böyle bir talepleri olmamasına rağmen işçileri ile ikale sözleşmesi imzalayarak iş akdine son vermek isteyen işverenlerin işten çıkma isteğinin işçiden geldiği anlamına gelen bir dilekçe almalarıdır. İşverenlerin bunu talep etmelerinin nedeni ikale sözleşmesi imzalanırken Yargıtay’ın kabul ettiği en az 4 aylık ücret tutarındaki ek yarar ( makul yarar) ödemesini yapmak istememeleridir. Bu konuda da çalışanların gerçekten kendilerinden gelmeyen işten ayrılma talebini kabul etmemeleridir. Böyle bir dilekçeye imza atmaları halinde 4 aylık ücret tutarından makul yararı alamadıkları gibi işverene işe iade davası açmaları da mümkün olmayacaktır.
Çalışanların sulh, ibraname, davadan feragat veya arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalayarak işten ayrılmaları gibi bir teklifle karşılaşmaları halinde, işverenliğin vaat ettiği ödemelerin makul olup olmadığını bir işçi avukatı aracılığı ile değerlendirmeleri gerekir.
Nitekim ofisimize yapılan müracaatların çoğunda işçinin gerçek alacağının işverenliğin teklif ettiği tutardan ortalama 4-5 kat daha fazla olduğu tespit edilmektedir.
İster karşılıklı anlaşma, ister işçinin, isterse işverenin feshi ile iş akdine son verilecek olsun, çalışanların alacaklarını ve haklarını hesap ettirmeden hiçbir belgeye imza atmamalarını ve tüm süreç boyunca bir avukatın hukuki desteğini almalarını tavsiye ederiz.
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz