Bir aylık oruç sonrası Ramazan Bayramı’na ulaştığımız bugünlerde ve sonrasında sağlığımızı korumaya devam ederek hem Covid-19’a karşı bağışı...
Bir aylık oruç sonrası Ramazan Bayramı’na ulaştığımız bugünlerde ve sonrasında sağlığımızı korumaya devam ederek hem Covid-19’a karşı bağışıklığımızı arttıracak, hem de mental ve fiziksel olarak kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacak önerileri Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin’den aldık.
Bayram sonrası kontrollü normalleşmeye geçecek olsak da salgın için henüz kontrollü bir dönemde olmadığımızı önemle belirten Doç. Dr. Muhammed Keskin, ancak aşılamanın artmasıyla gelecek bayramları kalabalık aile buluşmalarıyla geçirmemizin güvenli olabileceğini, bu bayramı evde geçirmenin hepimiz için en sağlıklı karar olduğunu söylüyor.
Beslenme düzeni kalbinizi korumak için de önemli.
Doç. Dr. Muhammed Keskin “Ramazan ayı boyunca uyguladığımız bir nevi aralıklı oruç diyeti biz kardiyologların da sağlıklı olarak kabul ettiği bir diyet türü. Mümkün olduğunca 16 saat açlık 8 saat tokluk diyetine uyum göstermeye devam edin. Bu diyet insülin direncinizi azaltıp, kilo vermenizi kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda kolestrol seviyenizi iyileştirir ve kan basıncınızın kontrolü kolaylaşır. Beslenme düzeniniz kalp sağlığınızı korumak için de önemlidir.” diyor.
Şeker tüketimi bayramda yıllık miktarın 5 katına çıkıyor.
“Bayramla birlikte sık sık dile getirilen ve benim de vurgulamadan geçemeyeceğim uyarılardan biri şeker tüketimidir.” diyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Dünya Sağlık Örgütü’nün de belirttiği üzere günlük şeker sınırımız 40 gram ve buna gün içinde tüketeceğimiz tüm rafine şekerler de dahil. Meyvelerden aldığımız doğal şekerler ise bu sınırın dışında tutuluyor. Bayramla beraber şeker, çikolata ve tatlı tüketimimiz ülkemizdeki tüm 1 yılın ortalamasından 5 kat fazla oluyor. Yediğimiz bu ürünler ve içtiğimiz kola, meyve suyu ve soğuk çayların ana tatlandırıcısı şekerdir. Yani şekeri sadece bayram şekerlerinde arıyorsanız yanılıyorsunuz. Yediğimiz - içtiğimiz hazır ürünler ve tatlılardaki şeker miktarını dikkate almalı ve tüketimini kısıtlamalısınız.” diye ekliyor.
3 günden ne olacak demeyin, şeker bağımlılık yapıyor.
Doç. Dr. Muhammed Keskin “3 günden ne olacak demeyin. Şekerin tek kötü yanı kalorisi değildir. Bizi korkutan diğer bir yönü fazla tüketiminin beynimizdeki ödül merkezini uyararak bağımlılık yapabilmesidir. Yani bu üç gün yediklerinize ve içtiklerinize dikkat ederek kendinizi büyük bir riskten koruyabilirsiniz.” diyerek de uyarıda bulunuyor.
Yediğiniz hazır gıdaların içeriğine dikkat edin.
Şekerle beraber nişasta bazlı şekerler yani glukoz ve fruktoz şurubunun da zararlarına dikkat çeken Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Bu işlenmiş ürünler normal kamış ve pancar şekerine göre daha tehlikeli olup vücudumuzda enflamasyonu tetikler, insülin direncine ve obeziteye neden olabilir. Özellikle çocukluk çağı obezitesi ve Tip 2 Diyabet ile yakından ilişkilidir. Yediğiniz hazır gıdaların, sosların ve çikolataların içeriğine dikkat edin.” diyor ve nişasta bazlı şeker içeren ürünlerden uzak durmamız gerektiğinin altını çiziyor.
Uyku düzeni sağlığın temeli.
Bayramla beraber sahur programı son bulacağı için dikkat etmemiz gereken en önemli noktalardan birinin de uyku düzenimizi sağlamak ve günlük 7-8 saat uyumak olduğunu söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Uyumak için en geç gece 12:00’da yatakta olmaya çalışın. Ramazan ayında uyku düzeniniz kısmen de olsa bozulma gösterdiyse bunu toparlamaya çalışın. Hiçbir insan günde 5 saat uyuyarak sağlıklı bir yaşam süremez. Uyku süresindeki 1 saatlik kısalma bile gün içinde mental fonksiyonlarımızda %60’a varan oranda bozulmaya neden olur. Pandemi döneminde yapılan çalışmalar uyku süresi 7 saatin üzerinde olanların hastalığı diğer bireylere göre daha hafif atlattığını gösteriyor. Yani iyi bir uyku düzeni hem ruh hem de beden sağlığımızın temeli ve iyi bir bağışıklık sistemi için olmazsa olmazıdır.” diyor.
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz