Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
HIDE_BLOG
{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Dünyada her yıl 17 milyon kişi inme geçiriyor

İnme tüm dünyada ölüm ve sakatlığın önde gelen nedenlerinden arasında yer alıyor. Her yıl dünya genelinde 17 milyon kişi inme (felç) geçiriy...

Dünyada her yıl 17 milyon kişi inme geçiriyor

İnme tüm dünyada ölüm ve sakatlığın önde gelen nedenlerinden arasında yer alıyor. Her yıl dünya genelinde 17 milyon kişi inme (felç) geçiriyor ve 6 milyon kişi bu nedenle hayatını kaybediyor. İnme nedeniyle vücudunda kalıcı hasar kalanların sayısı ise 5 milyonu buluyor. 

Türkiye’de yılda yaklaşık 200 bin kişinin inme geçirdiğini belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, inme nedenlerinin büyük bir kısmının önlenebilir olduğuna işaret ederek hareketsiz yaşamdan, fazla kilodan, sigara ve aşırı alkol tüketiminden, diyabet ve kolesterolü artıran alışkanlıklardan durulması çağrısında bulunuyor.

“İnme beynin bir kısmına oksijen bakımından zengin kan akışının engellenmesi ile oluşan hasarlanmadır” açıklamasında bulunan Acıbadem Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: 

“Oksijenlenemeyen beyin hücreleri birkaç dakika sonra ölmeye başlıyor. Ortaya çıkış nedenleri ise iki ana grupta toplanıyor. Birincisi tıkanma, beyne giden damarların veya beyinin içindeki damarların çeşitli şekillerde tıkanması veya daralması (iskemik inme). İkinci mekanizma ise beyin dokusu içinde meydana gelen kanama (hemorajik inme). Tüm inmelerin yaklaşık yüzde 87‘si iskemik inmelerdir ve ana nedeni ateroskleroz adı verilen damar duvarlarını kaplayan yağ birikintileridir.”

İlk 4.5 saat hayati önemde

İnme acil bir tıbbi durum olduğunu ve tedavide hiç zaman kaybedilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Esra Mıhçıoğlu, “Kişi ne kadar kısa sürede tedavi edilirse o kadar az hasar meydana gelecektir. İskemik inmeler için kullanılan trombolitik ajan, pıhtıyı çözüp kan akışını iyileştirerek çalışır. Üç saat içinde (ve bazı uygun hastalarda dört buçuk saate kadar) uygulanırsa felçten kurtulma şansını artırabilir” diyor. Uygun hastalarda beyindeki tıkalı kan damarı bölgesine kateter ile pıhtıyı giderici tedaviler uygulanıyor. Ayrıca “geçici iskemik atak” olarak tanımlanan ve beynin kan ile beslenmesinin geçici olarak kesintiye uğradığı durumlarda da “mini inme” yaşanıyor. Bu durumun şiddetli bir inmenin belirtisi olabildiğini hatırlatan Dr. Esra Mıhçıoğlu, “Geçici iskemik ataklar da kesinlikle ciddiye alınmalıdır” diye konuşuyor.

Ani gelen belirtiler

İnme belirtileri genellikle aniden geliyor ve kol, bacak veya yüzün bir kısmında uyuşukluk, güçsüzlük, yutma güçlüğü, baş dönmesi, konuşma ve başkalarını anlamada zorlanma, görme bozukluğu ve şiddetli baş ağrılarıyla kendini gösteriyor. Beynin sağ tarafının vücudun sol kısmını aynı şekilde sol yarıküresinin de vücudun sağ tarafını kontrol ettiğini hatırlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu “Bu nedenle sağ beyinde meydana gelecek hasar, vücudun sol tarafında etkisini gösterir. Yaş ilerledikçe inme riski de artar. 55 yaşından sonraki her on yılda bu risk 2 katına çıkıyor. Kardiyovasküler hastalıklar da ileri yaştaki erkeklerde bu riski ve ölümü artırıyor” diyor. 

İnmenin önlenmesinde en önemli unsurun risk faktörlerinin doğru değerlendirilmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Esra Mıhçıoğlu, “Bazı risk faktörlerinizi değiştirebilir veya tedavi edebilirsiniz. Değiştiremediğiniz etmenleri de düzenli kontrollerle izleyebilir, inme riskini azaltabilirsiniz. Kalp kapak hastalıkları oral kontraseptif (doğum kontrol ilaçları) ilaçlar içinde içindeki östrojen miktarı arttıkça ve kullanım süresi 5 yılı geçtikçe risk artıyor diyebiliriz.”

Gebelikte inme riskine dair önemli açıklamalarda bulunan Mıhçıoğlu “Her 100.000 gebelikte 8.1 oranında görülüyor.   Gebelikte inme riskini artıran etmenler: Obezite, hipertansiyon, diyabet, kal kapak hastalığı, pıhtılaşma bozukluğu (orak hücreli anemi, lupus gibi), migren, sigara ve uyuşturucu kullanımı. Sadece hipertansiyon göz önüne alındığında hipertansiyonu olmayan gebelere göre inme riski 6-9 kat artıyor.

Önlenebilir risk faktörlerini sıfırlamak önemli

İnmeye yol açan nedenlerin başında yüksek kan basıncı yani hipertansiyon geliyor. Yüksek tansiyonun aynı zamanda kalp hastalığı riskini de artırdığına değinen Dr. Esra Mıhçıoğlu, “Kan basıncı ne kadar yüksekse, inme riski de o kadar yüksek demektir. Kan basıncınızı bilin ve uygun sıklıkta kontrol ettirin. Normal kan basıncı 120/80’in altındadır. Tansiyonunuz düzenli olarak 140/90 ve üzerindeyse yüksek tansiyonunuz olduğunu düşünmelisiniz. Doktorunuz, kan basıncınızı düşürmek için diyet veya yaşam tarzı değişiklikleri veya belirli ilaçlar önerebilir” diyor.

Tütün kan damarlarınıza zarar veriyor. Bu da damar tıkanıklıklarına yani inmeye yol açıyor. Dr. Esra Mıhçıoğlu, tütün kullanımının önlenebilir inme nedenleri arasında önemli bir yeri olduğunu belirterek “Yıllardır sigara içmiş olsanız bile, şimdi bırakarak riskinizi yine de azaltabilirsiniz.

Diyabet hastası olmak da inme riskini artıran faktörler arasında. Bu nedenle kan şekerinin kontrol altında tutulması gerektiğini vurgulayan Dr. Esra Mıhçıoğlu, yüksek kolesterol seviyesine de dikkat çekiyor:

“Kandaki büyük miktarlarda kolesterol, birikerek kanın pıhtılaşmasına neden olarak inmeye yol açabilir. Ayrıca, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’nin düşük düzeyde olması erkeklerde inme için bir risk faktörü. Hareketsiz bir yaşam tarzı HDL kolesterolü düşürür. Bu nedenle fiziksel aktivite önemlidir. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik egzersiz hem kolesterolü hem de yüksek tansiyonu düşürmek için yeterli olur. 20 yaşın üzerinde iseniz kolesterolünüzü test ettirin ve kolesterol seviyenizi gerektiği gibi ayarlamak için doktorunuza danışın.”

Hareketsiz yaşam tarzı ve fazla kilolu olmanın kalp damar hastalığı riskini artırdığını, beyne giden kanın önemli bir bölümünü taşıyan boyundaki atardamarlarda biriken yağlı tabaka ile tıkanabildiğini ve inmeye yol açtığını belirten Dr. Esra Mıhçıoğlu, diğer nedenleri de şöyle sıralıyor:

1. Geçici iskemik atak: İnme benzeri belirtilerle ortaya çıkan geçici iskemik atak durumunda acil tıbbi yardım istemek gerekiyor.

2. Atrial fibrilasyon (AF) ve diğer kalp hastalıkları: AF durumunda kalp boşlukları organize ve ritmik bir şekilde kasılamıyor. Kan kalp boşluğunda göllenme ve pıhtılaşma yaptığı için inme riski beş kat artıyor. Düzensiz kalp atışınız (atriyal fibrilasyon), kalp kapakçıklarında hastalık, konjestif kalp yetmezliğiniz varsa veya yakın zamanda kalp krizi geçirdiyseniz, doktorunuz kanınızı sulandırmak veya kolesterol seviyenizi düşürmek için ilaç yazabilir.

3. Bazı kan hastalıkları: Yüksek alyuvar miktarı pıhtı oluşumu ihtimalini artırarak inme riskini yükseltir. Orak hücreli kansızlık hastalığı hasta hücrelerin atar damar duvarlarına yapışarak tıkanıklığa neden olması nedeniyle inme riskini artırabilir.

4. Aşırı alkol alımı: Kadınlar için ortalama bir kadeh ve erkekler için ortalama iki kadeh içkinin üzerinde içki tüketimi kan basıncınızı artırabilir. Aşırı alkol tüketimi inmeye neden olabilir.

5. Uyuşturucu madde kullanımı: Damar içi madde kullanımı yüksek inme riski içerir.. Uyuşturucu madde kullanımı çoğunlukla kanamalı inmelere neden olur.

6. Doğum kontrol hapları: Zamanla çok daha güvenli hale gelseler de doğum kontrol hapı kullanan kadınların başka inme riskleri de varsa fazladan önlem alması gerekiyor. Bu nedenle kadınların doğum kontrol hapı kullanmadan önce yüksek tansiyon taraması yaptırması ve bu hapları kullandıkları dönemde sigara içmemesi gerekiyor. Doğum kontrol ilaç kullananlarda inme riski ileri yaş, hipertansiyon, sigara kullanımı ve auralı migren öyküsü durumunda artıyor. 

7. Uyku alışkanlıkları: Son araştırmalar, iyi dinlenmiş insanların daha düşük kalp hastalığı ve inme risklerine sahip olma eğilimini ortaya koyuyor. Sağlıklı uyku düzenini destekleyen alışkanlıklar edinmeniz sizi koruyabilir.

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı bekliyoruz

Ads Place

Haber | Sağlık | Diyet | Kadınca | Zayıflama | Spor | Otomobil | Güzellik | Yaşam | Moda | Cinsel Sağlık | Psikoloji |