Akciğer kanserinde tedavi alanındaki yeni gelişmeler ölüm oranını azaltıyor. 2013 yılından bu yana akciğer kanseri tedavilerindeki gelişmel...
Akciğer kanserinde tedavi alanındaki yeni gelişmeler ölüm oranını azaltıyor.
2013 yılından bu yana akciğer kanseri tedavilerindeki gelişmeler sayesinde ölüm oranlarında yıllık 3 ile 6 oranında azalmanın görülüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Akciğer kanseri en sık rastlanan kanser türlerinin başında geliyor. Son 30 yılda kanserde verilen yaklaşık yüzde 30 ölüm oranındaki azalmada akciğer kanserindeki tedavilerdeki etkinliğin de önemli bir katkısı oldu” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Serdar Turhal, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü vesilesiyle tanı ve tedavideki son gelişmelerden söz etti...
2000 yılında Amerika’da yapılan Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nin (ASCO) toplantısında, 4 ayrı kemoterapi rejiminin karşılaştırıldığının, hastaların bu tedavilere ortalama yüzde 20 cevap verdiğinin ve ortalama sağ kalımın 8 ay olduğunun rapor edildiğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “O günden bu yana, özellikle 2013 yılından bu yana akciğer kanserine bağlı ölüm oranlarında yıllık yüzde 3 ila 6 oranında azalma oldu” dedi.
Akciğer kanserinde sağ kalım oranı arttı
Yalnızca 2020 yılında akciğer kanserinde 9 yeni endikasyonda tedavinin onaylandığının altını çizen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bunların 4 tanesi tamamen yeni ilaçlardan oluşuyor. Bu tedavilere olan cevap oranları yüzde 50 ila 85 arasında değişiyor. Ortalama hastalıksız sağ kalım 10 ila 25 ay arasına kadar çıktı. Pek çok akciğer kanseri tipinde ortalama sağ kalım artarken, özellikle de ALK geni mutasyonu pozitif olan metastatik kanser hastalarında ortalama sağ kalım 5 yılın üzerine çıktı” şeklinde konuştu.
Yakında akciğer kanserinde hedefe yönelik tedavi imkânı olacak
Yine bu yıl, daha önce kalın bağırsak kanserinde bakılan KRAS mutasyonu olan (KRAS geninde olan değişiklik) akciğer kanseri hastalarındaki cevap oranlarının yüzde 32 ve meme kanseri hastalarında bakılan HER2 mutasyonu olan hastalarda cevap oranlarının yüzde 60 olduğunun erken bir çalışmada gösterildiğini belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yakında akciğer kanseri hastalarında 10’un üzerinde hedefi kontrol edip, hedefe, yani tümöre yönelik tedavi ilaçlarını verme imkânımız olacak gibi görünüyor” dedi.
Bir başka ümit vadeden tedavi gelişmesinin de “immün check point inhibitör tedavileri” olduğunun altını çizen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Burada 5 tane ilacımız var ve bununla ilgili olan PD-L1 mutasyonu yüksek ise, hastaların 5 yıllık sağ kalımları metastatik seviyede dahi yüzde 32 seviyesinde oluyor. Bu mutasyon hastaların yaklaşık yüzde 30’unda görülüyor” açıklamasında bulundu.
Yeni tedavilerin uygun şekilde hastalara ulaşması fayda sağlayacak
Bu yıldan itibaren ikili hedefe yönelik tedavilerinin hastalarda uygulanmasının da onaylandığını dile getiren Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bu tedavilerin erken evrede, yani tümörü cerrahi olarak çıkarılmış hastalarda koruma amaçlı faydalı olduğuna dair çalışmaların da önümüzdeki dönemde açıklanmasını bekliyoruz ancak şu an henüz buna ilişkin bir kanıtımız yok” dedi.
Akciğer kanseri tedavisinde gelişmeler umut verici ancak sonuç olarak hala birinci önceliğin sigaranın bırakılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Serdar Turhal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigara içen hastaların 55 yaşından sonra akciğer tomografisiyle taranması şeklinde olan tarama önerisi henüz genel popülasyonun yüzde 1’inden azında gerçekleşmekte. Onun için bunun artması akciğer kanserinin erken tanısında bize bir imkân sağlayacaktır. Yine yeni tedavilerin uygun hastalara ulaşması hastaların daha uzun yaşamasını sağlayacaktır. Likit biyopsi, yani kan örneklerinde tümöre ait hücre ve genetik materyal incelemeleri ile tümörün çok küçük boyutlardayken saptanabilmesi sayesinde ise hastaların erken dönemde kanserinin bulunması ve tedavilerinin başlamasının yakın gelecekte bir fırsat yaratacağını düşünmekteyiz. Başka kanserlerde olduğu gibi hastaların sürmekte olan çalışmalara katılmalarının da akciğer kanseri tedavisinin gelişmesinde önemli bir katkısının olacağını düşünüyoruz.”
Hiç yorum yok
Yorumlarınızı bekliyoruz